31 Ağustos 2015 Pazartesi

Tuvana Türkay: Her zaman esas kız olmak istedim!


Televizyonda dram türü dizilerde görmeye alışık olduğumuz Tuvana Türkay bu yıl komedi filmleriyle beyazperdede, komedideki yeteneğini de gözler önüne serecek... Oyuncu yakında iki şarkılık bir single çıkaracağının müjdesini verdi.

En Güzeli, nasıl bir film?

Sıcacık günlerde içimizi daha da ısıtacak, doğal bir komedi sizleri bekliyor. Kalabalık konulu bir film olduğu için her saniye filmin içinden başka bir konu çıkıyor. Çok keyifli bir iş oldu. Üç arkadaşın, İstanbul'da dikiş tutturamayıp gittikleri tatil beldesinde başlarına gelen komik olaylar anlatılıyor. Ataerkil bir film. Bende filmde bir mafya babasının sevgilisi olarak kilit bir roldeyim. 


Gişe konusunda bir öngörünüz var mı?

Annem hep "Beklentini düşük tut ki, beklediğinden daha fazlası geldiğinde, daha çok sevinirsin" der. Bu yüzden fazla gişe sonuçlarına odaklanmıyorum. Ama bu konuda hiç kimsenin net bir şey söylememesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ne dizilerde, ne de sinemada bu gişe veya reytingin bir kıstası yok. Ne kadar yıldız oyuncuları bir araya getirirsen getir, ne kadar büyük bütçeli bir proje yaparsan yap, o işteki enerji tutmadıysa tek başına bir star o projeyi götüremiyor. Bir işte bütün starlar birleşip, star gücünü oluşturabiliyorsa o iş yürüyor. Ama sinema, dizi gibi gaddar değil. En azından kalıcı bir iş...
Tercihim melek gibi 'esas kızı' oynamak

Son dönemde dizilerde kötü kızı oynadım. Hiçbir zaman melek gibi iyi birini oynayamadım. Oyuncunun masum, saf ve iyi karakterleri oynamaya da ihtiyacı var. Tercihim, melek gibi bir kızı oynamak. Son yaptığım sinema filmleri hep komedi olduğu için bir doymuşluk geldi.
Deneyimli oyunculardan bile deneme çekimi istenmesine ne diyorsunuz? 

Deneme çekimlerine ben de hala giriyorum, ama çok amatörce. Oyuncuyu kameranın karşına oturtup "Hadi yap bakalım" diyorlar. İnanın karşılıklı bir diyalog sahnesini deneme çekiminde karşında kimse olmadan sadece kameranın içine içine bakarak oynamak kadar şizofrenik bir şey yok. Aslında oyunculukta şizofrenik bir şey. Yer, Gök Aşk'ta oynarken bir süre sonra kendimi karakterin yaptığı deli gibi hareketleri yaparken buldum.
Oyunculuktan kazandığınız dostlarınız var mı?

Bir elimin beş parmağını geçmez. Ama bu oyuncudan dost olmaz anlamına gelmiyor. Bu hayatımın izole oluşundan, kendimi dışarıya karşı açmamamdan kaynaklanıyor. Çünkü bana o kadar güzel yeten annem ve ablam var ki başka birine dert anlatma gereği duymuyorum.    
Kariyerinizde kim gibi olmak istersiniz?

Yeşilçam hastasıyım. Kariyerimde, izi silinemeyen Türkan Şoray ve Gülşen Bubikoğlu gibi olmak isterim. Onlar gibi seneler sonra beni beğenerek izleyecek yakınlarım, çocuklarım, torunlarım olsun isterim.  
Müzik kariyeriniz nasıl gidiyor? Bestelerinizi yazarken çok ağlıyormuşsunuz doğru mu?

İki şarkılık bir single çalışmam olacak. Yazmaya ve söylemeye devam ediyorum. Duygusalımdır, bestelerimi yaparken ve çok ağlarım. Zaten şarkılarımın çoğu slow parçalardır. Bu kadar duygusal bir şekilde bestelerimi kime yaptığımı sorarsan George Clooney, Gerard Butler ve Brad Pitt için yapıyorum. Şaka bir yana her şeyden etkilenen ve başkalarının hayatlarından beslenen biriyim. Duymak istediğim sözler var onları kimseden duyamayınca kendi kendime yazıyorum.  


kaynak http://www.medyafaresi.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...