30 Nisan 2014 Çarşamba

İnsanlık için gerçek tehlike oluşturan asteroitler


Tam bir kenti yokedebilecek asteroitlerin Yer’e düşmesi, tahmin edildiğinden daha sık yaşanıyor. 2000-2013 döneminde 26 asteroit kataklizmi meydana geldi.


Bu olaylar, yıkıcı gücü açısından Hiroşima’yı yerle bir eden yalnız atom bombasının patlamasıyla kıyaslanabilecek. Bir grup eski Amerikan astronotu, sözü edilen cisimlerin yoğun nüfuslu bölgelere düşmemesinin, sırf mutlu bir tesadüf eseri olduğunu iddia ediyor.
Böyle edndişeverici bilgileri onlar, karargahı Vyana’da bulunan BM teşkilatının özel kuruluşundan alabildi. Bu kuruluş, nükleer denemelerin tamamen yasaklanmasına uyumla iligili Antlaşmanın yerine getirilmesini izlemekte. Küresel sensör ağı, nükleer denemeler sırasında toprağın sarsılmasına tepki gösteriyor, bunları alelade depremlerden sismik izlere göre ayırtedebilecek. Aynı zamanda büyük asteroitlerin darbesi sayesinde sistem çalışır hale geliyor.
Yukarıda sözü edilen 26 düşüşün yalnız ikisi genişçe tanınıyor. 2009 yılında Endonezya’nın Sulavesi adasının güneyinde düşen büyük asteroidin düşmesine ilişkin haber verilmişti. En nihayet, 2013 yılında tüm dünyada gürültü yapan Çelyabinsk bolidi düştü. O zaman bu olay uzaydan gelen tehditlerin konusunu oluşturan bir sürü yayına yol açmıştı. “B612 Foundation” kar amacı gütmeyen fonun kurucusu Edward Lu da içinde, astronotlar neden asteroitlerden bu kadar endişelenmişti? Fon, tehlikeli asteroitlerin arayışı içi özel yörünge teleskopu “Sentinel” için para toplamakla uğraşıyor.
Genelde uzay teleskopu idesi hiç te kötü değil: çalışması ne hava koşulları, ne de günün saatine bağlı. Yaklaşan asteroit Yer’den görünmeyebilir. Özellikle Çelyabinsk’te olduğu gibi, onun gündüz saatlerinde ve Güneş tarafından yaklaşması sırasında. Günümüzde Yerde kullanılan cihazlar özel olarak asteroitlerle uğraşmıyor. Astronom Dmitriy Kononov anlatıyor.

Büyükleri başta olmak üzere klasik teleskoplar, gökyüzünün geniş kapsanmasını öngörmüyor. Görünüş açısı geniş olan ve sürekli bilgi toplayan teleskopların çalışacağı özel bir ağa ihtiyaç var. Bu, yeni nesneleri meydana çıkarmaya yardım edecek ve olası çatışmayı önceden tahmin edebilecek. Bu cisimlerin yokedilmesi olası değilse, ki dünyanın hiç bir ülkesi teknik açıdan bunu yapacak durumda değil, bu halde hiç olmazsa halkın uyarılması ve tehlikeli bölgeden uzaklaştırılması gerekiyor.
“Sentinel”in tasarımcıları, onun yardımı sayesinde çalışmasının ilk yılı içinde potansyel açıdan tehlikeli 200’den fazla gök cismini meydana çıkarmaya bel bağlıyor. Yani güzergahının Yer ile kesişebileceği gök cisimleri.
Fakat kuşkucular böyle bir misyona gerek olmadığını söylüyor. Üstelik bu cihaz, Çelyabinsk meteoriti gibi 30 metreden daha az bir cismi farkedemez. Moskova Devlet Üniversitesinden astrofizikçi Sergey Popov anlatıyor.

Bana göre, insanlığın bundan daha önemli olan sorunları var. Diğer yandan, ben asteroitlerin monitoringi ile de uğraşan, projelerin meydana getirilmesini çok olumlu karşılıyorum. Fakat bunun için bir nevi özel projenin meydana getirilmesi kullanışlı sayılamaz. Aslına bakılırsa korunması imkansız olan küçük meteoritler var. Onları yalnız yakınlaştıkları sırada görmek olası. Orta ve büyük ölçüde olan asteroitlerin farkına artık şimdiden varabiliyoruz. Bugün boşluğu enfraruj tayfta tarayan uydular sayesinde asteroitlere ilişkin en büyük bilgilerimiz var. Bu uyduların başlıca ödevleri başkadır. İleride de bu yoldan gidilebilir: artık mevcut olanaklardan faydalanmaktır.
2017 yılında “Sentinel”ı fırlatmaya niyetlenen fon üstüne bilgi Çelyabinsk olaylarından çok geçmeden açıklandı. Şimdi ise start alması 2018 yılına ertelendi. Her şeye göre, para toplanması hızlı gitmiyor. Cihazın yapımı ve taşıyıcı füzenin siparişine 450 milyon doların toplanması gerekiyor. Öyle görünüyor ki, halkın daha büyük bir istekle para bağışında bulunması amacıyla onlara BM bazından korku filmleri gösterilmişti.

kaynak http://turkish.ruvr.ru/

Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/news/2014_04_27/271714193/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...