Lira, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mart ayında yapılan yerel seçimlerden zaferle ayrılmasından bu yana görülen en düşük seviyeye geriledi. Bununla beraber ilk kez yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine yalnızca dört gün kalmışken gelişmekte olan piyasalarda yaşanan sarsıntı da liraya darbe indiriyor.
Lira, Çarşamba günü dolar karşısında yüzde 0,84'lük değer kaybıyla 2.171'e kadar gerileyerek gelişmekte olan piyasaların para birimleri arasında en çok zayıflayan para birimi oldu. Lira, beş günlük Ramazan Bayramı'nın başladığı 25 Temmuz tarihinden bu yana yüzde 3,5 değer kaybetti. Geçtiğimiz hafta yüzde 8,74 olan iki yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 9,67'ye yükselerek üç buçuk ayın en yüksek seviyesine tırmandı.
Küresel piyasalarda Ukrayna anlaşmazlığının yarattığı tansiyon düşerken Merkez Bankası'nın güvercin para politikasından kaynaklanan yerel endişeler, hükümetin faiz indirim çağrıları, enflasyonun inatçı bir şekilde yüksek seyretmesi ve Moody's MCO -0.46% 'in Türkiye'nin kredi notunu 'çöp' statüsüne düşürebileceğine ilişkin spekülasyonlar bir kez daha Türk varlıklarının kırılganlığını artırıyor.
Erste Menkul Değerler baş ekonomisti Nilüfer Sezgin, "Olumsuz algının devam etmesini bekliyoruz," diye konuştu.
Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimi için düzenlenen anketlerde ortalama yüzde 54 destek alırken muhalefetin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun oyu ise yüzde 40'ın altında görülüyor.
Ancak özellikle de ABD verilerinin güçlü ekonomik büyümeye işaret etmesinin Fed'in faiz artışına gidebileceğini müjdelediği bir dönemde sorunlar devam ediyor. Fed'in faiz artışına gitmesi, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyümeyi destekleyen ucuz paranın azalmaya başlamasını sağlayarak paranın yeniden gelişmiş ülkelere kaymasına neden olabilir.
Bhanu Baweja liderliğindeki UBS UBSN.VX -0.78% stratejistleri konu hakkında, "ABD ekonomisi yaz öncesi uykusundan uyanıyor gibi görünürken huzursuzluk havası gelişmekte olan piyasaların kıyılarına vurmaya başladı. Piyasa Fed'in gelecek yıl çok daha agresif adımlar atmasını fiyatlamış durumda," değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de hükümet yetkilileri, Merkez Bankası'na borçlanma maliyetlerini düşürerek ekonomik büyümeyi desteklemesi için sürekli baskı yapıyor ancak ABD'de ve diğer gelişmekte olan piyasalarda beklenen politika sıkılaştırması bu genişleme çağrıları ile tezat oluşturuyor.
Pazartesi günü açıklanan verilerin Haziran ayında yüzde 9,16 gelen enflasyonun Temmuz ayında yüzde 9,32'ye yükseldiğini göstermesine rağmen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi bir kez daha TCMB Başkanı Erdem Başçı'ya faiz indirme çağrısında bulundu.
Zeybekçi Salı günü yaptığı konuşmada, "Beklentilerin üzerinde gelen enflasyonun, bir sonraki PPK toplantısında faiz indirilmemesi gerektiğine yönelik ortaya çıkabilecek yorumların tam tersine faiz indirimine; üreten, yatırım ve ihracat yapan piyasaların beklentilerini karşılayıncaya kadar devam edilmesi gerektiğini savunuyor ve Merkez Bankamızı destekliyoruz," dedi.. Merkez Bankası'nın bir sonraki toplantısı 27 Ağustos'ta yapılacak.
Zeybekçi, Cuma günü açıklanacak olan Moody's raporu ile ilgili beklentilerinin de negatif olduğunu belirtmişti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz'dan da benzer yorumlar geldi.
Türkiye'nin kredi notunun ekonomik verilere göre değil siyasi hesaplamalara göre belirlendiğini savunan Kapusuz, Twitter TWTR -1.06% hesabından yaptığı paylaşımlarda, " Standard&Poors, Moodys gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının daha önce subjektif kriterlerle Türkiyenin kredi notunu düşürdüğünü biliyoruz. Seçim öncesi Türkiye'nin kredi notunu düşürmeye yönelik bir takım girişimlerin olduğuna dair söylentiler var.Umarız bunlar doğru değildir," ifadelerini kullandı.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi daha sonra attığı bir tweet'te Moody's'den kredi notu indirimi beklemediğini belirti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da Hazine'nin bu yönde bir işaret almadığını söyledi.
Moody's'in Londra'daki sözcülerinden biri not açıklama takvimine işaret ederek Cuma günü açıklanacak raporun Türkiye'nin Baa3 olan kredi notunu nasıl etkileyebileceği hakkında yorumda bulunmayı reddetti. Baa3 en düşük yatırım yapılabilir kredi notunu temsil ederken Türkiye'nin görünümü ise negatif.
2013'te 65 milyar dolar olan cari açığın 48 milyar dolara gerilediği Mayıs ayından bu yana Merkez Bankası gösterge faizi düşürüyor. Politika yapıcılar haftalık repo faizini yüzde 10'dan yüzde 8,25'e düşürdü ve indirimin devam etmesi bekleniyor.
Nordean Bank AB analisti Amy Yuan Zhuang konu hakkında, "Merkez Bankası, Erdoğan'ın büyümeyi canlandırmak için faiz indirimine gidilmesi baskılarına Ağustos sonunda cevap verebilir. Türkiye'nin dış finansman ihtiyacının yüksek olması ile Fed'in para politikasını sıkılaştıracağı beklentisi sermaye girişlerini azaltırken lira için de olumsuz olacaktır," diye konuştu.
kaynak http://www.wsj.com.tr/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder